Hastalığımızı
öğrendik, az çok genel hatlarıyla tanıdık, hastane veya doktor seçimini yaptık,
tedavi sürecine başlayacağız. Bu yazıda size “şunları, şunları, şunları yaşayacaksınız”
gibi bir bilgi yerine öncelikli olarak bilmeniz gerekenler, yanlış bilinenler,
doktor-hasta ilişkisinde bilinmesinde yarar olacak noktalar üzerinde duracağım.
Öncelikle en
sık yapılan hatalardan başlayayım. Salt glokom için değil, tüm hastalıklarda
düşülen en temel yanılgılardan biri, hastalığa dair araştırma yaparken internetteki
abuk subuk tüm forum siteleri dâhil her türlü bilgiyi doğru kabul etmektir. Cem
Yılmaz’ın bir oyununda da hicvettiği gibi, “Aynısı kaynımda var” diyerek
hastalığa dair bilgi verip öneride bulunan hemen herkese kulak veriyor, onu
uygulamaya çalışıyoruz. Bunun neden yanlış olduğunu anlamak için tıp bilimini
tanıyalım biraz.
Hekimlerin sıklıkla
kullandığı bir söz vardır: “Hastalık yoktur, hasta vardır.” Yani tıp bilimi,
bir mühendislik gibi çözüm için kesin formülleri bulunan, ezberlenmiş
formüllerle çözüm üretebilen bir bilim değil. Çünkü hastalık, her bünyeye veya
hastalığın biçimine göre değişiklik gösteren bir şey. Hastanın yaşı, cinsiyeti,
boyu, kilosu, vücut yapısı, daha önce geçirdiği hastalıklar, genetik faktörler,
kan grubu, alerjik tepkileri ve daha sayamayacağım yığınla etmen, hastalığın
seyrini kişiye özel kılar. Dolayısıyla bir hastalık A kişisinde farklı bir
seyir izler, B kişisinde farklı. Örneğin glokomun bile tek bir çeşidi yokken
(açık açılı, kapalı açılı vs gibi), aynı çeşit glokom bile her hastada farklı
etkiler yapar ve tedavisi tamamen o hastaya özeldir.
Tıp
biliminin kesin formüllerle çözüm üretmediğini söyledik. Peki nasıl üretiyor
çözümü? Genellikle deneme – yanılma yöntemiyle. Şöyle açalım: Bir hastalık için
birden fazla tedavi şekli vardır. Yine ana konumuz glokom üzerinden
örnekleyeyim; glokom tedavisinde ilaç, lazer operasyon ve cerrahi müdahale
seçenekleri olduğunu yazmıştım daha önce. Bu ilaç tedavisi bile kişiden kişiye
göre değişebiliyor. Bir hastada olumlu sonuç veren bir ilaç, başka bir hastada
işe yaramayabiliyor örneğin. Hekimler, bir hastalığı teşhis ettikten sonra
öncelikle en sık olumlu yanıt veren tedavi yöntemini denerler hasta üzerinde.
Sizi kısa bir zaman kontrole çağırmalarının sebebi de budur; denenen tedavi
yönteminin işe yarayıp yaramadığını görmek. Eğer istenen sonuç alınmışsa, o
tedaviye devam edilir. Sonuç başarılı olmamışsa, diğer yönteme geçilir.
Görüldüğü
gibi bir hastalığın standart bir tanımı ve tedavi şekli yoktur. Bu nedenle,
hastalığınıza dair araştırma yaparken, o abuk subuk forum sitelerinde yazan
bilgileri pek de ciddiye almamanızı öneririm. Bilimsel geçerlilikleri olmadığı
gibi, tamamen kişiye özgü bilgiler taşıdığından, muhtemelen size de yanıltıcı
bilgiler verecektir. Nitekim başlangıçta bu hataya ben de düştüğümden, tedavimi
zora sokacak hatalarda bulunmuştum.
Hiç mi
araştırma yapmamak gerek peki? Şöyle söyleyeyim: Araştırma yapmak kesinlikle
gerekir ama iki noktaya dikkat ederek; birincisi doğru kaynaklardan araştırmak,
ikincisi edinilen bilgilerin genel tanı olduğunu unutmayıp kişiselleştirmemek.
Doğru kaynaklar nelerdir? Ben çoğunlukla üniversitelerin ders notlarını,
bitirme tezlerini, bilimsel dergilerde yayınlanmış makaleleri okumayı tercih
ediyorum. Bunun dışında hastanelerin ve/ya hekimlerin web sitelerinden kabaca
bilgi alıyorum. Bunu yapmamın sebebi de şu: Glokom, daha önce de bahsettiğim
gibi günümüz olanaklarına göre ömür boyu taşıyacağım bir hastalık. Defalarca
başıma geldiği gibi, yine bir gün şehir merkezinden uzakta ve tek başıma olduğum
bir zaman göz tansiyonum aniden yükselebilir ve başımın çaresine tek başıma
bakmak zorunda kalabilirim. İlaçların etki etmediği bir durumda serum bağlatmak
zorunda kalabilirim ve bulunduğum yerde sadece devlet hastanesi varsa, acildeki
pratisyen hekimler serumun içeriğini bilmeyebilir. Yaşamadığım bir şey değil
bu. Gece yarısı pratisyen hekimi kendim yönlendirerek bağlattım serumu bir
keresinde. Araştırma yapmanın bir başka gereği de, örneğin beslenme ve glokom
arasındaki ilişkiyi bana hiçbir hekimim söylemedi. Oysa kimi yiyeceklerin
glokom hastaları için iyi olduğunu, kimi gıdaların ise glokoma iyi gelmediğini
okumuştum. Araştırma yapmak bu yüzden gereklidir elbette ama her okuduğumuzun
da kendi durumumuza uygun olmayabileceği gerçeğini göz ardı etmeyerek…
Tam burada
önemli bir noktaya da değinmek istiyorum. Tedavi sürecinde doktor-hasta
arasında kurulacak iletişim dili, tedavinin sağlıklı ilerlemesi için çok
önemlidir. Hekimlerin hemen hepsinin sinirini en çok, “Ben internetten
araştırdım, şöyle bir şey varmış” sözleri bozar. Hekiminize kesinlikle böyle
bir şey söylememenizi öneririm. Kafanıza takılan konuyu, “Acaba şöyle şöyle
şöyle bir şey olabilir mi” şeklinde sorabilirsiniz ama bu da yine internette
herhangi bir sitede okuduğunuz, neidüğü belirsiz bilgi olmasın lütfen.
Şunu
kesinlikle unutmayın: Hastalığınıza dair en gerçek bilgiyi, sadece tedavinizi
sürdüren hekim verebilir. Çünkü o gerekli muayeneleri yapmış, durumunuzu
görmüş, sorununuzun ne olup ne olmadığını anlamıştır. Bu yüzden, sağdan soldan
gelecek her türlü tavsiyeye, her türlü fikre kulaklarınızı tıkayın ve
hekiminizin söyledikleri dışında bir şey yapmayın. Ben, bir eczacı arkadaşımın
yanlış yönlendirmesi nedeniyle iridotomi (irise lazerle delik açma işlemi) yaptırmaktan
vazgeçtim, iki sene kaçtım ve şimdi tam 11 aydır onun sıkıntısıyla uğraşıyorum.
2015 ilkbaharında yaptırdım tabii ama, bazı şeyler için biraz geç kalmışım.
Tabii burada
gelebilecek itirazları da tahmin edebiliyorum. Her hekimin aynı duyarlılığı
göstermediğini, bazen yanlış kararlar verebildiğini, daha da kötüsü hastayı
para kaynağı olarak gördüğünü söyleyecekler olacaktır. Kesinlikle doğru. Her
hekime aynı şekilde kayıtsız şartsız güvenmenin doğru olduğunu düşünmüyorum.
Kaldı ki tıp tarihi, hekimlerin “Üç ay yaşamaz” dediği hastaların 30 sene turp
gibi yaşadığını gösteren örneklerle dolu. Burada hastane ve doktor seçimi
üzerinde ciddiyetle durmak gerekiyor. Bu konuya da bir önceki yazımda değinmiştim
zaten.
Tıp
biliminin aşağı yukarı nasıl ilerlediğini gördük. Nelere dikkat edip nelerden
kaçınmamız gerektiği konusunda az çok bilgi sahibi olduk. Hekimle kuracağımız
iletişim dilinde neye dikkat etmemiz gerektiğini anladık. Bunlara ek olarak
bilinmesi gereken bir diğer konu da hasta hakları. Sağlık Bakanlığı’nın web
sitesinden hasta haklarının ne olduğunu öğrenebilirsiniz: http://saglik.gov.tr/TR/belge/1-555/hasta-haklari-yonetmeligi.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder