23 Ekim 2015 Cuma

Glokom Nedir?

Glokom Nedir
Glokomla ilgili internetten yapılan araştırmalarda, hastalığın tanımı genelde “göz tansiyonu”, “halk arasında bilinen adıyla karasu” şeklinde çıkıyor karşımıza. Aslında bu tanımlar, halkın rahatça anlayabilmesi için basitçe anlatıyor hastalığı. Yani “göz tansiyonu = glokom” gibi bir denklem, tam olarak doğru değil. Glokomun göz tansiyonunu yükselttiği doğru olmakla beraber, göz tansiyonunun yükselmiş olmasının ille de glokom kaynaklı olmayabileceğini söylüyor hekimler. Aynı şekilde tam tersine, glokom hastalığında her zaman çok yüksek tansiyon değerleri de görülmeyebiliyor. Öyleyse glokom nedir?


Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besinler ve oksijen, damarlarımızda dolaşan kan aracılığıyla iletilir hücrelere. Gözümüzün ön kısmında “kornea” ve “göz merceği” isimli iki önemli doku bulunur; keskin ve net bir görüş için ışığın bu dokulardan hiç kayba uğramadan geçmesi gereklidir, bu nedenle bu dokularda kan damarları bulunmaz. Bu yüzden, buradaki dokulara besinlerin ve oksijenin iletimi ile atık maddelerin tahliyesi kan yerine “göz içi sıvısı” denen özel bir dolaşım sistemiyle sağlanır. Bu sıvının, her iki saatte bir, gözden atılması gereklidir. Sıvının göz içine girmesinde bir sorun yoktur. Ancak çeşitli nedenlerle gözden tahliye edilemez ve gözde birikir. Bu durum, göz içi basıncının (GİB) artmasına neden olur. Bizim tansiyon dediğimiz şey, tam olarak GİB değeridir.


Göz içi sıvısının tahliye edilememesiyle artan göz içi basıncı

Kısaca özetlersek; göz içi sıvısı çeşitli nedenlerle gözden dışarı atılamadığı için göze bir basınç uygular ve bunun sonucunda göz tansiyonu yükselir. 

Göz içi sıvısı göze basınç uyguladıkça, göz sinirlerinde hasar meydana gelir ve oluşan bu hasar, kalıcı görme kaybına yol açar. Yani yükselen GİB sonunda gözdeki sinir hücrelerinin kaybı sonucu oluşan hastalığa GLOKOM denir.


GLOKOM BELİRTİLERİ

Glokom, tüm uzmanların söylediği gibi son derece sinsice ilerleyen ve neredeyse son âna kadar kendisini belli etmeyen bir hastalıktır. Rutin yapılan göz muayeneleri sırasında göz tansiyonunun yüksek olduğu belirlenmemişse, genellikle glokomdan şüphelenilmez. Uzmanlar, glokom belirtilerini şu şekilde sıralıyor:

Glokom, sıklıkla belirti vermez. Bilhassa açık açılı glokom ağrısız ve yavaş seyreder, bu sebeple erken farkına varılmaz. Hasta, görmesinde azalma hissettiğinde hastalık genellikle ileri safhalara gelmiştir. Tedavi başlanmazsa görme alanı bir tünelden bakıyormuş gibi daralabilir. Bu safhada da tedavi edilmezse kalan görme de kaybolur. Akut kapalı açılı glokomun belirtileri anidir: bilhassa gece bulanık görme, gece ışıklar etrafında haleler görme, görme alanı içinde bazı bölgeleri görememe (kör noktalar), normalde şeffaf bir doku olan korneanın bulanması, gözde ağrı ve kızarıklık, başağrısı, bulantı, kusma ve halsizlik belirtilerini gösterir.

Bende başağrısı veya benzer bir belirti görülmemişti. Olduysa da, böyle bir hastalığın varlığından bile haberim olmadığı için hatırlamıyorum. Ben, ilk kez 2012 yılının yaz başında, aniden gelen bir göz kararmasıyla beraber ani bir görme kaybı yaşadım. Bir gece koltukta otururken hızla kalktığımda, sağ gözümde bir kararma oldu ve görüntü tamamen gitti. Ani harekete bağlı olarak vücut tansiyonunun oynamasına bağladım bu durumu. Gece yatıp uyuduğumda, sabaha normal bir şekilde uyanmıştım. Bir ay kadar sonra aynı durum tekrar etti. Yine ciddiye alınacak bir şey olmadığını düşünüp üzerinde durmadım. Ekim ayında ise durum epey tehlikeli hale gelmişti benim açımdan. Yine bir gece balkonda laptop’ımla oturuyordum. Balkon ışığı da kapalıydı. İçeri geçmek için aniden kalkınca, aynı şekilde önce bir göz kararması geldi. Gözüme bir perde inmiş gibi gitti görüntü. Sağ gözüm, sadece nokta şeklinde ışıkları seçebiliyordu, bunun dışında tamamen simsiyahtı her şey. O gece de, sabaha geçeceğini düşünerek uyudum. Ertesi sabah kalktığımda kıpkırmızı ve şişmiş bir göz ve şiddetli bir göz ağrısıyla uyandım. Sonra hemen hastaneye gittim ve glokom teşhisi ilk olarak o gün koyuldu. Bunun detaylarını başka bir yazıda anlatacağım.


GLOKOM TÜRLERİ

Uzmanlar, glokomun iki türlü olabileceğini söylüyor:

1) Açık açılı glokom

2) Dar açılı glokom

Glokomun en sık görülen türü, açık açılı glokomdur. Tüm glokom hastalarının dörtte üçünde açık açılı glokom türü görüldüğünü söylüyor uzmanlar. Dar açılı glokom ise daha seyrek görülen bir glokom türüdür.

Bende görülen şekli için, ilk gittiğim hastanede “kapalı açılı”, “daha sonra tedavimi sürdürdüğüm hastanede ise “dar açılı” tanımları kullanıldı.

Dr. Şükrü Bayraktar, her iki glokom türünü şu şekilde anlatıyor;

Erişkinlerde görülen glokom hastalığını “açık açılı” ve “dar açılı” olarak ikiye ayırmak mümkündür. Daha sık görülen (tüm glokomların yaklaşık dörtte üçü) “açık açılı” glokomda sıvının çıktığı kanal sistemi muayene edildiğinde normal (açık) olduğu saptanır, ancak mikroskobik düzeydeki bozukluklar sıvının gözü terk etmesini zorlaştırmakta ve sonuçta göz tansiyonu yükselmektedir. Nispeten seyrek görülen “dar açılı” glokom ise genellikle hipermetrop gözlerin hastalığıdır, nispeten küçük olan bu gözlerde göz içindeki sıkışıklıktan dolayı göz içindeki sıvının göz içinde serbestçe dolaşımı engellenmekte ve sıvının gözü terk ettiği kanallar tıkanmaktadır. Sonuçta sıvı kanallarının tamamen devre dışı kalmasına bağlı olarak göz tansiyonu çok aşırı yükselip (göz tansiyonu krizi) çok kısa süre içinde kalıcı görme kaybı oluşturabilmektedir. Bu tür gözlerde eğer tam olarak kriz yoksa açık açılı glokom hastalarında olduğu gibi hiçbir belirti olmayabilir, bazen göz çevresinde ağrı ya da bir ışık kaynağına bakıldığında renkli haleler görülmesi söz konusu olabilir. Arzu edilmeyen böyle bir durumun ortaya çıkmaması için kriz riski taşıyan gözlerin saptanması çok önemlidir. Bunun için sadece göz tansiyonu kontrolü yeterli olmayabilir, şüphelenilen durumlarda mutlaka deneyimli bir uzman tarafından kanal sistemi özel bir mercekle muayene edilerek (gonyoskopi) riskli bir durum olup olmadığının kesin olarak ortaya konması gerekir.

Glokom teşhisi, tedavisi vs üzerine tıbbi bilgiler birçok özel hastane ve doktorun web sitesinde benzer şekilde yayınlandığından, aynı bilgileri buraya kopyalama gereği duymuyorum. Tedavi sürecini, tedavi için doktor veya hastane seçimini, ilerleyen yazılarımda anlatacağım. Glokoma dair tıbbi bilgi almak iki kaynak önerisinde bulunabilirim;


1) Beyoğlu Göz Hastanesi sitesi için burayı tıklayın 

2) Dr. Şükrü Bayraktar web sitesi için burayı tıklayın 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder